Turgut Özal’ın Vefatının 26.Yılı

Türkiye’nin demokratikleşmesinde ve kalkınmasında büyük emek harcayan Sekizinci Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın vefatının üzerinden tam 26 yıl geçti. 17 Nisan 1993 tarihinde kaybettiğimiz merhum Özal, Türk siyasetinde yeri doldurulamayacak izler bıraktı. Darbe ile hırpalanan bir ülkeyi kısa sürede ayağa kaldırdı. Ekonomik hamlelerle ülkesine çağ atlattı. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kalkınması ve terör sorununun çözümüne yönelik çalışmalar yaptı. Cumhurbaşkanlığından sonra siyasete dönmeyi planlıyordu. Ancak buna ömrü vefa etmedi

ONU ANLATAMADIK
Özal’ın yakın çalışma arkadaşlarından eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, vefatının seneidevriyesinde ‘tonton Cumhurbaşkanı’nı anlattı. Şıvgın şunları söyledi:
Askerî darbe sonrası, 1982 Anayasası’nın kabul edilmesiyle Türk siyasetinin önü açıldı. Özal hükûmeti güvenoyu aldıktan sonra ülkede bir heyecan dalgası başladı. İcraatlar peş peşe geldi. İlk dönem müthiş bir dönemdi. Çünkü Özal her bakımdan donanımlıydı ve hazırdı. Turgut Özal Planlama Müsteşarı olduğu dönemde Türkiye ilgili bütün problemleri kafasına yerleştirmişti. 84’te belediye seçimlerinde 5 puan kaybettik. Yüzde 45’ten yüzde 40’a düştük. İkinci seçimde yüzde 35’e geldik. Belediye seçimleri öncesi iki kere referanduma gittik, gücümüzü yediğimiz için 1989 yerel seçimlerinde yüzde 21’e kadar düştük. Bu felaketimiz oldu işte, ondan sonra parti düzen tutmadı. Özal’ı cumhurbaşkanı seçtik ama o da çare olmadı. Partiyi tam toparlayamadık 1991 genel seçimlerinde biz iktidarı kaybettik. Özal yeniden siyasete dönmeyi planlıyordu. Tüm hazırlıklarını yapmıştı ama ömrü yetmedi. Türkiye için büyük kayıp oldu. Onu yeni nesillere iyi anlatamadık.

DÜNYAYI TAKİP EDERDİ
Özal’ın eski bakanlarından İmren Aykut da şunları söyledi: Turgut Bey hem çok ciddi, hem çok tecrübeli hem de akıllı bir yöneticiydi. Türkiye’nin en saygın ve güçlü ülkeler arasında olmasıydı. Bunun için kendine özgü çözüm önerileri vardı ve mutlaka bunları gerçekleştirmek istiyordu. Tek hedefi Türkiye’yi ileri taşımaktı. Türkiye’nin en gelişmiş 10 ekonomi arasına girmesini hedefliyordu. Ekonomik büyümeye çok önem veriyordu. Türkiye’nin kalkınması, Türkiye’nin itibarı, onun en büyük meselesiydi. Bu yüzden kendisine hayrandım. Dünyadaki teknolojik gelişmeleri saniye saniye takip ederdi. Odasında, 3-4 televizyon ve bilgisayar açık olurdu. Bunlardan dünya ekonomisini takip ederdi. Gece yarılarına kadar çalışırdı. Teknolojiye çok meraklıydı.
En önemli özelliği ise çok merhametli olmasıydı. Turgut Bey’in parayla pulla, maddi çıkarla hiçbir ilgisi yoktu. Bir tek kişinin kalbini kırdığını görmedim. Çocuklarına çok düşkündü, eşine çok derin bir sevgi ve saygısı vardı. Her vesile ile bunu hissettirir ve eşini daima yüceltirdi.