Merkez Bankası Ekim ayı PPK toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 16,50’den yüzde 14’e indirilmesine karar verdi. Kurul, enflasyonun ana eğilimine dair göstergelerin arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilediğini, bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin belirgin olarak altında kalabileceğine işaret etti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı sonuçlarını açıkladı. Buna göre Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 16,50’den yüzde 14’e indirilmesine karar verdi.
Son dönemde edinilen veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin devam ettiğini gösterdiğini belirten Kurul, öncü göstergeler iktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşmenin devam ettiğine işaret etmekle birlikte yatırımlar zayıf seyrini sürdürdüğünü bildirdi. Sanayi üretiminin, son aylarda resmi tatillerle ilişkili çalışma günü etkilerine bağlı olarak yüksek bir oynaklık sergilemekle birlikte, ana eğilim itibarıyla ılımlı artışını koruduğunu kaydeden Kurul, rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi sürerken küresel büyüme görünümündeki zayıflama dış talebi kısmen yavaşlattığını belirtti.
Önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısının azalarak da olsa süreceği, enflasyondaki düşüş eğilimi ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki kademeli toparlanmanın devam edeceği öngörüldü. Son dönemde büyüme kompozisyonunun etkisiyle belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi beklendiği kaydedildi.
Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve enflasyona dair aşağı yönlü riskler belirginleşirken gelişmiş ülke merkez bankaları para politikaları genişleyici yönde şekillendiği açıklanırken, bu durum gelişmekte olan ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve risk iştahını desteklemekle birlikte, korumacılık önlemlerinin ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin gerek sermaye akımları gerekse dış ticaret kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edildiği açıklandı.
Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devam ediyor
Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devam ettiğini belirten Kurul, Türk lirasındaki istikrarlı seyrin yanı sıra enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve ılımlı iç talep koşulları çekirdek enflasyon göstergelerindeki düşüşte belirleyici olduğu bildirildi. Eylül ayında tüketici enflasyonu güçlü baz etkisiyle de birlikte özellikle temel mal ve gıda gruplarının katkısıyla belirgin bir düşüş sergilediğinin altını çizen Kurul, iç talep gelişmeleri ve parasal sıkılık düzeyi enflasyondaki düşüşü desteklediğini kaydetti.
Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilediğini, bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin belirgin olarak altında kalabileceğine işaret edilirken, bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin 250 baz puan indirilmesine karar verdiğini açıkladı. Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirildiği belirtildi.
Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmesinde bulunurken, enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiği bildirildi. Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleneceği açıklanırken; Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceğinin altı çizildi.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulandı.