Geçmiş dönemlerde Kocaeli BBP İl Başkanlı yapan Serhat DUYAR ;
“Ekonomik Kriz Var Mı?
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
-“Hocam; Kıyamet ne zaman kopacak?”
-“Karım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet kopacak” demiş Nasrettin Hoca.
Nasrettin hocanın hesabı; herkesin krizi öncelikle, hanesinde. Evine haciz gelmişse, borcunu döndüremiyorsa kıyameti beklemesine gerek yok ki. Onun kıyameti kopmuştur.
Öncelikle şu konuya açıklık getirmeliyim. Bugün ülkemizde “ekonomik kriz vardır” da demek sorumluluk ister. “Ekonomik kriz yoktur” da demek sorumluluk ister.
Burada mesele bütün çıplaklığı ile ele alınmalı ve yapılabilecekler belirlenmelidir. Kriz tellallığı yaparak kaosa yol açmak en büyük hata olacaktır. Geldiğimiz noktayı yapıcı uslüple konuşmamakta hata olur.
Öncelikle ülke olarak ekonomide nereden nereye geldiğimize bir bakalım mı?
2001 Krizi olmuş. Finansal kurumlar çökmüştü. Hatta emeklilerin maaşlarının ödenemeyeceği konuşulduğu dönemden bugünlere geldik.
Bütçemiz açık veriyor. Enflasyon ve faizler tavan yapmıştı.IMF ile görüşmeler, borçların yapılanması ve finansal reformlar sürecine girildi.
Bu noktada şunu belirtmekte fayda görüyorum. Hane halkının borçlanma oranları çok düşük. Özel sektör borçları da bugünlerden çok aşağıda idi.
Adalet ve Kalkınma Partisinin ilk döneminde yapılan reformlar ile finansal yapımız güçlendirildi. Dünyada yaşanan para bolluğu ve paranın maliyetinin düşük olmasının avantajını yaşadık yıllarca.
Bu güne baktığımız da;
Maliye Politikasında ve para politikasında sorun görünmüyor. Son döneme kadar bütçemizde açık vermedi desek yeridir.
Peki insanımızın ekonomiden sıkıntısı nedir? bir araya gelindiğinde nakit dönmüyor sözü nereden çıkıyor?
Bugünlerde makro ekonomide bir sıkıntı görünmüyor. Mikro ekonomide sıkıntı baş göstermekte.
İnsanların arabalarını evlerini değiştirdiği hayat standartlarını yükselttiği bir dönemi gördük. Dünyada nakit bolluğu ve paranın maliyetinin düşük olmasından, para kıtlığına ve para maliyetinin arttığı bir döneme girdiğimizi unutmayalım.
Geçtiğimiz dönem maliyet az ve para bolluğunu keşke yatırımlarda değerlendirebilseydik. Sanıyorum hep bu şekilde gideceği düşünüldü.
Günümüzde ekonomik daralmanın da etkisiyle hane halklarının ve özel sektörün borçlarından kaynaklanan bir sorun olduğu görüşündeyim.
İsterseniz aşağıdaki sorulara birlikte cevap arayalım.
2015 yılında gerçekleşen Haziran ve Kasım Genel Seçimleri döneminde seçim ekonomisi uygulandı mı?
Vergi affı ve borçların yapılandırılması ile daha ne kadar esnafımızı rahatlatabiliriz?
Yatırımcının önündeki bürokratik engelleri kaldırmak için hükümet ne zaman adım atacak?
Kalkınma Ajansları ve Kosgeb ne zaman üzerine düşeni yapmaya başlayacak?
Düşük kur ile yüksek oranda yapılan ithalatın getirdiği geçici büyüme yerine üreten ekonomi ile kalıcı büyümeyi sağlayabilir miyiz?
Sadece Bireysel Emeklilik kampanyası ile tasarruf oranımızı arttırabilir miyiz?
Piyasada çok kullanılan “nakit sıkıntısı” sorununa hükümetin bir çalışması ar mı?
1 Dolar 1 türk Lirası hedefi doğru muydu?
Sadece faizi indirerek ekonomi düzelir mi?
Merkez Bankası bağımsız mı? Bağımsız mı olmalı?
Ekonomik daralmayı ABD seçim sonuçlarına veya sadece 15 Temmuz İşgal girişimine bağlayarak bu işin içinden çıkabilir miyiz?
Bu ülke bizim. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Bir tarafta boş kadrolar var iken diğer taraftan işsizlerimizin de olması eğitim sistemimizde yapılması gerekenleri söyletiyor. Sanayi ve eğitim iş birliği acilen yapılmalı.
Diğer taraftan her zaman olduğu gibi şer odaklar ülkemizi güvensiz belirsiz olarak göstermeye çalışıyorlar. Eksik olan hukuki reformların yapılmasını da çabuklaştırarak. Ülkemizin güvenli bir liman olduğunu göstermeliyiz.
- Birileri yatırım yapmayın çağrısı yaparak hainliklerini gösterse de biz gündelik hayatımızı sürdürerek yatırımlarımızı ötelemeden planlarımızı hayata geçirmeliyiz.” açıklamasında bulundu.